1 2 3 4 5

Tom Bombadil




Arda diyarının en gizemli karakterlerinden biri olan “Tom Bombadil” ile ilgili bir yazı yazmak, arda diyarında kaybolmaya ve samanlıkta iğne aramaya benzer.. Bu makalemde ise sizlere bu sır perdesini aralamaya çalışacağım..

Öncelikle belirtmeliyim ki Tom Bombadil’in kim olduğunu anlamak ve Orta Dünya’da bir yerlere yerleştirmek için sadece kitapları okumak yeterli değildir.. J.R.R. Tolkien’i doğru anlamak ve yarattığı mitoloji’ye sadık kalarak farklı boyutlarda detaylı bir inceleme yapılması gerekir.. Bu inceleme de ise iki farklı türde Tom Bombadil ele alınmıştır.. Bunlardan birinci “Arda Diyarında Tom Bombadil” diğeri ise “Tom Bombadil ve J.R.R. Tolkien Yansıması“ şeklindedir..



1- Tom Bombadil ve J.R.R. Tolkien Yansıması:


J.R.R. Tolkien’in Arda diyarını yaratırken çocukluğundan bir çok izler taşımaktadır.. Bunları bir kaç örnek ile kısaca açıklamak gerekirse ; Bloemfontein- Afrika’da yaşarken bir örümcek (tarantula) tarafından ısırılması ve bu olay sonrasında “Orta Dünya ve Arda Diyarında” farklı şekillerde karşımıza çıkmasına neden olmuştur. Teyzesinin çiftliğinin adı olan “Bag End” (Çıkın Çıkmazı) ve Birmimgham kentinde bulunan 29 metrelik Perrott’s Folly kulesi ise kendi yaratmış olduğu dünyasında Minas Tirith, Minas Morgul ya da Orthanc’ı temsil etmesi gibi pek çok örnek sıralanabilir.. Kısacası J.R.R. Tolkien’ı anlamak için kendisini iyi tanımak gereklidir. Peki ya Tom Bombadil’in yansıması ne olabilir? J.R.R. Tolkien, Tom bombadil’i yaratırken nasıl bir varlıktan ya da cisimden etkilenmiştir ?


Bu soruların cevabını bulmak için J.R.R. Tolkien’ın yazmış olduğu “Tom Bombadil’in Maceraları” kitabı bizlere fazlası ile ışık tutmaktadır. Zira şimdiye kadar çizilmiş tüm “Tom Bombadil” çizimleri de bu şiir dizelerinden ilham alınarak yaratılmıştır.. Peki bize yardımcı olacak olan o dizeler ne idi ?


Yaşlı Tom Bombadil neşeli adamdı;
Parlak maviydi ceketi, çizmeleri de sariydi,
Kuşağı ise yeşil, pür deri pantolonu;
Yüksek şapkasına taktığı bir de kuğu tüyü.
Sögütlüdere'nin çimenli pınarından kaynadığı
ve vadiye aktığı tepe'nin altında yaşardı."
….
Uzun sakalı sallanırken ırmakta bir ileri bir geri:
Irmağın hanım kızı, Altınyemiş geldi..

Görüldüğü gibi yazmış olduğu şiir’de karşımıza şapkalı, uzun sakallı, çizmeleri olan, yeşil kuşaklı bir karakter çıkmaktadır.. Ek bir bilgi vermek gerekirse de, çocuklarına ait bir alman oyuncağından etkilenerek Tom Bombadil’i yarattığı ve çocuklarına bu oyuncakla hikayeler anlattığı söylenmektedir.. Ayrıca dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta ise “Tom Bombadil’in yansıması bu dediğimiz kişinin Goldberry (Altınyemiş) ile bir bütünlük sağlaması ve geriye dönük kafamızda herhangi bir soru işareti kalmaması açısından son derece önemlidir.. Bu söylemiş olduğum cümleyi bir örnek ile açıklamak gerekirse ; “Beren ve Luthien öyküsünde Beren’i temsil eden kişinin “J.R.R. Tolkien’in” bizzat kendisini yansıtması ve Luthien’in ise eşi Edith Bratt’i yansıtması örnek gösterilebilir..


Şimdi J.R.R. Tolkien’in geçmişine dönelim ve bize tarif ettiği Tom Bombadil’i bulmaya çalışalım.. Aile soyunu incelediğimizde J.R.R. Tolkien’in yukarıda ki yazmış olduğu şiir’de Altınyemiş ile Tom Bombadil’in bütünlük sağlayan kişilerin, J.R.R. Tolkien’in annesi ve babası olan “Mabel Suffield” ve “Arthur Tolkien” olduğu görülmektedir.. Peki bu sonuca nasıl varıldı ?


Öncelikle Tolkien’in annesi ve babası Arthur Tolkien ve Mabel Suffield Tolkien resimleri :


Resimde görüldüğü gibi babasının şapkası ve uzun bıyıkları hemen dikkatinizi çekecektir.. Annesinin ise kıvırcık ve altın sarısı saçları “Goldberry”  (Altınyemiş) olması ihtimalini bir hayli güçlendirmekte.. Peki sadece bunlar kanıt olabilir mi? Elbette yeterli değildir ama benim gibi düşünen Alan Lee’nin “Yüzüklerin Efendisi Sketchbook” kitabında Altınyemiş karakterinin, Mabel Suffield Tolkien’dan esinlenerek kaleme alması bu düşüncenin doğruluğunu kanıtlar niteliktedir..

Peki Alan Lee, Tom Bombadil ve Altınyemiş’i nasıl çizmişti?



Şimdi yukarıda ki iki fotoğrafın bir analizi yapılması gerekirse ;

Öncelikle J.R.R. Tolkien’ın annesi Mabel Suffield Tolkien ve Alan Lee’nin çiziminde ki Altınyemiş’i ele alalım.. Görüldüğü gibi yüz hatlarında ki çizgilerin benzerliği, hafif kilolu yuvarlak yüz yapısı neredeyse aynı görünüyor.. Saçlarının kıvırcık olması da Alan Lee’nin Altınyemiş karakterini çizerken J.R.R. Tolkien’in annesinden esinlendiğini söylemek mümkün görünüyor..


Gelelim Tom Bombadil’e.. İki resmi karşılaştırdığımızda sadece şapka ve uzun bıyık ve sakallar dikkatimizi çekiyor.. Bunların dışında bir de burun yapısı.. Peki neden tam olarak benzemiyor? Burada Alan Lee çizim yaparken J.R.R. Tolkien’ın dile getirmiş olduğu dizelere sadık kaldığı görünüyor.. Hepsinden önemlisi kitaplara göre Tom Bombadil’in yaşayan en eski canlı olmasından dolayı yaşlı bir karakter olmak zorunda.. Ayrıca J.R.R. Tolkien, babası Arthur Tolkien’i onu hatırlayamayacak kadar küçük bir yaşta kaybetti.. (3.5 - 4 yaşlarında) Bu nedenle de babasının resimlerine bakarak Tom Bombadil’i kafasında şekillendirmeye çalıştığını söylemek mümkündür. J.R.R. Tolkien babasının yaşlı olduğu dönemleri hayal ederek, fotoğraflarda ki bıyıklarını uzattığı gibi sakallarını da uzatmış olabileceğini düşünmesi muhtemel bir düşüncedir. Ayrıca babası Arthur Tolkien banka’da çalıştığı için rahat bir şekilde bıyık bırakabildiğini ama sakal bırakma lüksünün de görevi gereği mümkün olmadığını da bir ipucu olarak vermenin yararlı olacağını düşünüyorum..


Peki ya J.R.R. Tolkien’ın, Tom Bombadil’in bir oyuncaktan yararlanılarak esinlenmesi ve çocuklarına anlatması hikayesine ne oldu?


Yukarıda sadece ek bilgi olarak geçmemin nedeni bir olayı açığa kavuşturmaktır.. Bir çok kişi Tom Bombadil’in esinlenme kaynağı olarak bu oyuncağını dile getirse de bu olayın kesin bir gerçekliği yoktur.. J.R.R. Tolkien, oğlu Micheal Hilary Tolkien’a Roverandom’u anlatırken gerçekleşen bu olayın Tom Bombadil’in doğuşu değildir. Rover’i büyüleyen ve mavi tüyü bulunan bu büyücünün Tom Bombadil ile benzerliğine dair de hiçbir iz bulunmamaktadır. Bu nedenle de Tom Bombadil’in esinlenme kaynağı’nın J.R.R. Tolkien’in annesi ve babası olması en büyük ihtimaldir..



2-
Arda Diyarında Tom Bombadil :

İşte çıkışı zor gibi görünen “o” labirent’e giriyoruz..

”Biri bir şarkı söylüyordu; kalın mutlu bir ses kaygısızca ve neşeyle bir şarkı tutturmuştu, ama saçma sapan bir şarkıydı bu: "Lay lom! Lay la lom! Gongu çal da gel!
Gongu çal! Zıpla gel! Söğütler içinden!
Tom Bom, şen Tom, Tom Bombadil!"

"Efendi Merry bir çatlakta eziliyor" diye bağırdı Sam.

"Ne?" diye haykırdı Tom Bombadi havaya sıçrayarak. "Yaşlı Söğüt Adam, ha? Hepsi bu muydu? Bunu hallederiz. Ona söylenecek şarkıyı bilirim ben. Başı ağarmış Söğüt Adam! Eğer terbiyesini takınmazsa iliklerini dondururum. Şarkılarımla köklerini çıkartırım. Bir şarkıyla rüzgar estirip yapraklarını, dallarını uçururum. Seni Yaşlı Söğüt Adam seni!"

Daha ilk kısımda Tom Bombadil’in gücüne ait ilk işaretler burada çıkmaktadır.. Öğrenmiş olduğu büyülü dizeleri, şarkılarla söyleyen Tom Bombadil, Yaşlı Orman’da doğa’yı nasıl hükmettiğini ya da kontrol altına aldığını buradan anlamak mümkündür.. Peki bu Tom Bombadil’in dile getirmiş olduğu bu büyülü dizeler nerden çıkmıştır,neyin nesidir ve hepsinden önemlisi Yaşlı Orman’a hükmetmenin gücünü elinde tutan bu büyülü şarkıları Tom Bombadil nereden öğrenmiştir? Bu sorunun cevabı ise Ainulindalë’ye ve Arda’nın yaratılış zamanına dayanmakta olduğunu söyleyebiliriz.. Bu da Tom Bombadil’in o dönemlerde yaratıldığına dair ilk işaretleri vermektedir... Ayrıca Silmarillion’un başlangıcında da bu büyülü müzikten bahsedilmekte ve bu da Tom Bombadili şimdilik Eru, Vala, Maia yada Şaibeli bir varlık olan Ungoliant gibi bir sınıfa sokmaktadır.. Ayrıca Yavanna’nın iki ağacı olan Ak Telperion ve Altın Laurelin ağaçları ise yine buna benzer büyülü dizeler eşliğinde ve bir şarkı ile hayat bulmuştur..  Bu da Tom Bombadil karakterini Yavanna’ya yakın bir çevreye götürmektedir.. Tabi bir de Ormanların efendisi Oromë var.. En iyisi daha fazla kafanızı karıştırmadan hikayeye kaldığımız yerden devam edelim ve bu sorunu ileri de birlikte çözelim..

Bu kısımdan sonra Tom Bombadil, Merry’i kurtarır ve diğer hobbitlerle birlikte Tom Bombadil’in evine doğru yolculuğa çıkarlar.. Sonunda karşılarına Tom Bombadil’in evi görünür ve Altınyemiş ile tanışırlar.. Tatlı konuşmalardan sonra Frodo o gizemli cümleyi kurar ;

"Güzel hanımım!" dedi Frodo bir süre sonra yeniden. "Sorması ayıp ama, söyler misiniz bana kimdir bu Tom Bombadil?"

Altınyemiş ise Frodo’ya cevap verir..

"Odur," dedi Altınyemiş, çevik hareketlerine ara verip gülümseyerek..

Bu cümleyi ilk okuduğumuzda aklımıza, Tom Bombadil’in Eru olma ihtimali gelmektedir ama cümlenin devamını ve yazının bütününe baktığımızda Tom bombadil’in Eru olmadığını hatta Tom Bombadil’in bir vala bile olamayacağını anlarız..

Frodo gözlerinde soru işaretleriyle kadına baktı. "Ne görüyorsanız odur," dedi kadın onun bakışlarına cevap olarak. "O, ormanın, suyun ve tepenin Efendi'sidir."

Frodo : "O zaman bütün bu garip topraklar ona ait, öyle mi?"

Altınyemiş : "Elbette ki değil!" diye cevap verdi kadın ve gülümsemesi soldu. "Bu gerçekten de ağır bir yük olurdu," diye ekledi alçak bir sesle, sanki kendi kendine konuşur gibi. "Bu topraklarda ağaçlar, otlar, yaşayan ve büyüyen her şey, kendi kendisine aittir. Tom Bombadil bunların Efendi'sidir.

Altınyemiş’in “Odur” sözü ve arkasından “Ne görüyorsanız Odur” sözleri ilk bakışta yine de Eru olabilme ihtimali düşünülse de, yazının devamında yer alan  “O ormanın,suyun ve tepenin Efendi’sidir” sözü ile ilk aşamada gücünün genişliğini ve valar’dan üstün bir karakter izlenimi vermektedir. Peki Altınyemiş’in dile getirdiği bu üç kelimeyi (Orman,Su ve Tepe) teker teker incelememiz gerekirse ;

Ormanların efendisi Oromë’dır.. Su ve Denizlerin efendisi ise Ulmo’dur.. Tepe’nin efendisi ise Pelorin dağlarının en yüksek noktası olan Ilmarini yani Manwe’yi temsil ettiği düşünülebilir. Frodo’nun bu durumda verdiği cevap ise “O zaman bütün bu garip topraklar ona ait, öyle mi?” olmuştur. Altınyemiş’in verdiği cevap ise “Elbette ki değil!  Bu gerçekten ağır bir yük olurdu. Bu topraklarda ağaçlar,otlar,yaşayan ve büyüyen her şey, kendi kendisine aittir. Tom Bombadil bunların Efendi’sidir.”

Bu kısımdan sonra Tom Bombadil’in gücünün sadece Yaşlı Orman ile sınırlı olduğunu ve Eru yada Vala olamayacağını anlamamız mümkündür. Zira bu yüklerin tamamı’nın aksine bir tanesi bile Eru tarafından kendisine bahşedilmemiştir.. Çünkü bu üç kelimenin gerçek sahipleri Oromë, Manwe ve Ulmo’dur.. Ayrıca Silmarillion’da Vala ve Valier’in sayısı net bir şekilde verilmiştir.. Yani Tom Bombadil’in Vala olması imkansızdır.. En çok karışıklığa neden olan kısımlardan birisi de Altınyemiş’in “Bu topraklarda ağaçlar,otlar,yaşayan ve büyüyen her şey, kendi kendisine aittir. Tom Bombadil bunların Efendi’sidir.” cümlesi olmuştur.. Sadece bu cümleye bakıldığında Tom Bombadil’in Eru olduğunu söyleyen insanlar vardır oysa asıl gerçek, yazının bütününe bakıldığında ortaya çıkmaktadır. Burada Altınyemiş Tom Bombadil’in Eru olduğunu değil aksine “Bu topraklar” cümlesini kurarak “Yaşlı Orman”dan bahsetmektedir.. Bunlara ilave olarak Altınyemiş Tepe derken manwe’nin yaşadığı yeri değil, yaşlı ormanda ki Tom Bombadil’in kulübesinin coğrafi yerini işaret etmektedir.. Ayrıca Elrond’un divanında Altınyemiş’in söylemiş olduğu doğrulanmış, Tom Bombadil’in gücünün sadece “Yaşlı Orman” ile sınırlı olduğu dile getirmiştir. Aynı zamanda Eru’nun hiçbir zaman arda diyarına inmediğini yine silmarillion’dan öğrenmekteyiz. Sonuç olarak ise Tom Bombadil Eru ve Vala olamaz..

Konunun bütünlüğünün bozulmaması açısından Tom Bombadil bilmecesini çözmeye ve hikayeyi anlatmaya devam edelim..

Altınyemiş ve Frodo’nun arasından geçen bu diyaloglardan sonra Tom Bombadil evine gelmiş, Hobbitlerle birlikte bir akşam yemeği yedikten sonra da birlikte uykuya dalmışlardır. Uyku süreleri boyunca Merry, Pippin, Sam ve Frodo rüya görmüşlerdir. Gece korkuyla gözlerini açtıklarında ise Tom Bombadil’in fısıltılarını duymuşlar ve huzurla yeniden uykuya dalmışlardır. Sabah olduğunda ise kahvaltı yapılır ve Tom bombadil ve hobbitler arasında koyu bir sohbet başlar.. Bu sohbet sırasında Tom Bombadil kendi yaşamına dair ilk ipucunu verir..

”…derken daha da gerilere, sadece Ata Elfler'in uyanık olduğu ve Tom'un geçmiş zaman yıldızları altında şarkılar söylediği çağlara kadar uzandı.”

Burada Ata Elf derken en eski elf halkı olan quendi den bahsedilmektedir.. Eru tarafından Cuiviénen Denizi’nin yanında gözlerini açan bu elf halkı’nın ilk gördüğü şey Varda’nın Orta Dünya üzerinde bulunan yıldızlara yeniden ışık verdiği zamana dek gelmektedir.. Ayrıca Quendi halkının (Ata elflerin) ilk gördükleri cisim ise yıldızlar olmuş ve bu nedenle de “Varda”ya tapmışlardır.. Bu çağ ise “Yıldızlar Çağı” olarak bilinmektedir. Yukarıda ise Tom Bombadil’in Yıldızlar çağında yaşadığını ve bu çağ’da yıldızlar altında büyülü ezgilerle şarkı söylemeye devam ettiğini, bu da Tom Bombadil’in oldukça yaşlı bir karakter olduğunu göstermektedir.. Bunlara ilave olaraktan o dönemlerde dahi büyülü dizelerle şarkı söylemesi önemli bir noktadır. Tom Bombadil’in Vala yada Eru olamayacağını zaten söylemiştik..  Geriye ise “şaibeli varlık” ile “Maia” kavramlarının kaldığını artık söylemek mümkündür zira “bu kadar uzun yaşayan” karakterlerin sınıflandırılması artık bunu gerektirir...

İpuçlarını takip ederek hikaye’ye devam edelim..


Tom Bombadil’in Yıldızlar çağı ile ilgili sözleri sırasında gözleri kapanır.. Bu sırada etraf kararmış ve pencereden yıldızların ışığı odaya yansımaya başlamıştır. İşte bu sırada Frodo meraklanır ve Orta Dünya’nın en büyük bilmecesini Tom Bombadile sorar ;

Frodo : "Siz kimsiniz Efendim?"

Tom Bombadil ise Frodo’nun sesini duyunca irkilir ve Frodo’ya cevap verir..

Tom Bombadil : "Hı, ne?" dedi Tom doğrularak ve gözleri kasvetin içinden parıldayarak. "Daha benim adımı öğrenemedin mi?" Tek cevap o. Sen bana söyle, sen kimsin, böyle tek başına sen olarak, isimsiz? Ama sen gençsin, ben ise yaşlıyım. Ben neyim biliyor musun, en yaşlı olanım. Lafıma mim koyun dostlarım: Tom, nehir ile ağaçlar henüz yokken buradaydı; Tom ilk yağmur damlasıyla ilk meşe palamudunu hatırlıyor. O Büyük Ahali'den önce patikalar açtı ve Küçük Ahali'nin gelişini gördü. O, Krallardan, mezarlardan ve Höyüklü Kişiler'den önce de buradaydı. Denizler eğrilmeden elfler batıya geçtiklerinde, Tom çoktan burada vardı. Yıldızlar altındaki karanlığı, korkunun bilinmediği zamanları gördü o - Karanlıklar Efendisi Dışarı'dan gelmeden önceki zamanları." 

Evet gelelim herkesin en çok tartıştığı kısma..

Öncelikle bu kısımda ilk olarak dikkat çeken kısım Tom Bombadil’in kendisini tarif ederken “En yaşlı” olduğunu söylemesi.. Bu cümleyi kullanan bir diğer karakter ise “Ağaçsakal” olmuştur..  Kronolojik olarak Tom Bombadil’in en yaşlı olduğu kesindir.. Yavanna’nın Entleri yarattığı Ağaçlar Çağı döneminde Elflerin, Entlere konuşmayı öğrettiğini ve Tom Bombadil’in ilk elf halkı olan quendi’lerin doğuşu sırasında da var olduğunu yukarıda zaten belirtmiştik. Söz konusu olan Elfler yada Entlerin yaratılış hikayesi değil, aksine her iki ırk’da yaratıldığı dönemde Tom Bombadil’in varlığı gerçeğidir. Ayrıca Elfler, Entlerden önce Eru tarafından (ilkdoğanlar) olarak yaratılmıştır.. Bu da Tom bombadil’i elf’ler den de yaşlı yapmaktadır. Elrond’un Tom Bombadil’e “babasız” demesinin esas nedeni de budur.  Buna ilave olaraktan J.R.R. Tolkien Ağaçsakal için “O benim hikayemde sadece bir karakter ve o bile her şeyi tam olarak bilmiyor.” demiştir. Sonuç olarak Tom Bombadil, Ağaçsakal’dan daha yaşlıdır ve yeryüzünde ki en eski canlıdır..  

Not:
Ağaçlar çağı ile Yıldızlar çağı aynı dönemlerde ve iki ayrı kıta’da farklı zaman dilimlerini kapsamış olsa da birbirine paralel bir dönemi kapsamaktadır.

Tom Bombadil’in diğer dikkat çeken cümlesi de bu konuyu noktalayacak niteliktedir.

Yıldızlar altındaki karanlığı” cümlesi ve “korkunun bilinmediği zamanları gördü o” cümlesi Yıldızlar Çağını kapsamaktadır. Ama son cümlesi olan “Karanlıklar Efendisi Dışarı'dan gelmeden önceki zamanları." Tom Bombadil’i bambaşka bir boyuta taşımaktadır..

Şimdiye kadar Tom Bombadil’in Eru yada Vala olamayacağını ve sadece “Şaibeli bir varlık” yada da “Maia” olabileceğini söylemiştik.. İşte Tom Bombadil’in kurmuş olduğu bu son cümle ile artık Tom Bombadil’in “Maia” olamayacağını da anlıyoruz. Peki neden ? Karanlığın Efendisi olabilecek kişinin Melkor olduğu kesindir ve karanlığın efendisi sonsuz odalardan diğer Ainurlar’la birlikte bir defa inmiş ve tekrar kovulana kadar da Arda diyarında yaşamıştır. Bu da konuyu doğrudan Ainur’un müziğine yani ilk başladığımız kısımda ki şarkı ve müzik hikayesine getirmektedir..  Bu da Tom Bombadil’i artık “Şaibeli bir varlık” olduğunun en büyük kanıtlarından biri yapmaktadır.

Konuyu daha fazla dağıtmadan hikayemize devam edelim bakalım..

Tom Bombadil’in bu cümleyi kurmasından sonra Frodo pencereye bakarken Altınyemiş gelir ve akşam yemeğini yemek için birlikte yeniden sofraya otururlar. Güzel bir akşam yemeği sonrasında ocak başında Tom Bombadil, Frodo’ya sürekli sorular sormaya başlar ve bu sohbet şeklinde devam eder.. Daha sonra Tom Bombadil, Frodo’ya ;

"Bana şu kıymetli Yüzük'ü göster!" dedi ve ….Derken Tom Yüzük'ü serçe parmağının ucuna taktı ve mum ışığına doğru tuttu. Hobbitler önce bunda bir tuhaflık görmediler. Sonra birden nefesleri tıkandı. Tom'un ortadan kaybolduğu falan yoktu!

Yorum yapmadan hikayemize devam edelim..

Tom Bombadil yüzüğü çıkardıktan sonra yüzüğü havaya fırlattı ve yüzük ortadan kayboldu. Daha sonra ise bir anda kaybolan yüzüğü elleri ile Frodo’ya verdi.. Frodo şaşkın ve endişeliydi. Yüzüğünün kendi yüzüğü olduğuna inanmadı ve sohbet sırasında Merry’nin gözleri önünde yüzüğü taktı ve kayboldu. Evet yüzük kendi yüzüğü idi ve şuan görünmezdi ve ocak başından ayrılarak kapıya doğru yöneldi ama o sırada Tom Bombadil’in sesini işitti ;

"Hop kardeş!" diye seslendi Tom, parlak gözlerini gayet keskin bir bakışla ona çevirerek. "Hop, Frodo kardeş! Uğur ola? İhtiyar Bombadil daha o kadar körleşmedi. Altın yüzüğünü çıkar parmağından!

Bu iki alıntı kısmında Tom Bombadil’in güçlerinin sınırlarını görebilmek mümkündür.. Tek yüzüğün onun için bir anlam ifade etmemesi ve Yaşlı Ormanda ki güçlerini düşündüğümüzde Tom Bombadil kesinlikle Maia olamayacağını bir kez daha görmek mümkün.. Bunun nedenini anlamak ise son derece basittir. Doğuya giden Mavi büyücüler ve Radagast’ta Maia’dır ama Sauron’un gücünün farkındadırlar.. Bu listeye Saruman’ı da dahil etmek gerekir. Ayrıca buna benzer bir farklı örnek ise Feanor’un silmaril’leri yaratmış olduğu gibi, Sauron’un da tekyüzüğünü dövmesi ve döneminin en güçlü ya da en değerli nesne olması buna örnek teşkil edebilmektedir. Tüm bunlara rağmen Tom Bombadil’in yüzüğü parmağına takması ve yüzükle oynaması, onun gücünün Maia’dan çok daha üstün olduğunu göstermektedir..

Hikayenin bundan sonra ki kısmı ise çeşitli alıntılarla devam edelim..

Elrond’un Divanı ;

Elrond :”O topraklardan bir kez geçip yabani ve tuhaf nice şey tanımıştım. Lâkin Bombadil'i unutmuşum, tabii eğer o zamanlar ormanlarda ve dağlarda dolaşan kişiyle aynı zat ise; o zaman bile yaşlılardan yaşlıydı. Eskiden ismi bu değildi. Ona İarwain Ben-adar diyorduk, yani en yaşlı ve babasız olan. Fakat o günden bu yana diğer halklar da nice isimler takmıştır ona: Cüceler Forn der, Kuzeyli insanlar Orald der, başka isimleri de vardır. Garip bir mahlûktur, ama belki onu da Divan'a çağırmalıydım”

Gandalf :
Hayır, tam öyle denemez," dedi Gandalf." Yüzük'ün onun üzerinde hükmü yok demek daha doğru olur. O kendi kendinin efendisidir. Fakat Yüzük'ü ne değiştirebilir, ne de diğerleri üzerindeki gücünü kırabilir. Ve artık, belki de günlerin değişmesini bekleyerek, kendi tespit ettiği sınırlar içinde küçük bir bölgeye çekilmiş durumda; bu sınırları ondan başkası göremez, o da sınırlarından dışarı adım atmaz."

Burada dikkatimizi çekecek olan kısım Tom Bombadil’in babasız olması.. Babasız demek ne demektir peki? Adı üzerinde herhangi bir canlı ile değil, bir yaratıcı tarafından yaratılmış olmaktır.. Babasız olan bir çok karakter vardır.. Maia,Valar..vb saymak mümkündür.. Ayrıca Gandalf’ın, Tom Bombadil hakkında ki düşünceleri ise Tom Bombadil’in tamamen dış dünya’ya kapalı bir varlık olduğunu göstermektedir..

Sonuç ve Değerlendirme :

Görüldüğü gibi  “Tom Bombadil” Şaibeli bir varlık olarak görünmektedir.. J.R.R. Tolkien’ın dünyasında oldukça fazla yer tutan bu tür karakterlerin çıkış noktaları ise her zaman Tom Bombadil gibi değildir.. Ağaçsakal’ın eşi Hafifayaklı/Ent-hanımlarının hikayesi ya da Nimrodel’in kayıp öyküsü gibi, çeşitli sınıflarda bu tür kayıp öyküler mevcuttur.. (elf,ent,maia..vb) Tom Bombadil’in bulunduğu sınıfına en uygun karakter ise tüm örümceklerin en çok korkulanı olan Ungoliant’ı gösterebiliriz.. Ungoliant karakteri de Ainur’un Müziği ile oluşmuş ve karanlıktan inmiş bir karakterdir. Tom Bombadil ise Ainur’un Müziğini belki de en çok yansıtan karakterlerin başında geldiğini söylemek mümkündür. Bunun nedeni ise ortaya çıktığı ilk andan, son cümlesine kadar neredeyse şarkı ve şiir’ler ile konuşması..
"Hey! tom Bombadil, Tom Bombadillo!
Su, orman, tepe, saz ve söğüt adına,
Ateş, güneş, ay adına, dinle şimdi, duy bizi!
Gel Tom Bombadil, ihtiyacımız var sana!"

”ki Höyük Yaylaları'nda bu tekerleme fısıldandı rüzgara, ve belirdi Tom karanlığın ardında”

 
Bu yazının aslı Tekyuzuk.com'da tarafımdan yayınlanmıştır. İzinsiz kullanılmaz!








5 yorum:

Adsız dedi ki...

Detaylı bir yazı olmuş. Tebrikler..

Adsız dedi ki...

Çok çok teşekkürler cici

Adsız dedi ki...

Saol bea abi. Bana ulaşırmısın? mail adresim xxxxxxxxx@gmail.com

Adsız dedi ki...

Başka yazı yayınlıyacak mısınız?

Adsız dedi ki...

enfes

Yorum Gönder